Öznur DÖNMEZ [151820063033]
   
 
  Ekonomistler
 

Friedrich Engels « Ekonomistler

Friedrich Engels, 1820’de Prusya’nın Romanya Eyaleti'ne bağlı Barmen Kenti'nde doğdu. Fabrikatör bir ailenin çocuğu olan Engels, liseyi bitiremeden bir ticarethanede çalışmaya başladı ve aynı süreçte bilimsel, politik eğitimine devam etti. Hegel Doktrini'nden etkilenmesine rağmen, onun idealizmini reddetti ve materyalist oldu. Engels’in İngiltere Manchester işçilerini yakından tanıması, sosyalizmin eyleme aktarılması düşüncesinin onda olgunlaşmasına neden oldu. Buradan hareketle "İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu" adlı eserini yazdı. Engels ve Marx, birlikte, "Komünist Manifesto"yu yazdılar.Manifesto, bütün dünya işçilerini birleşmeye ve mücadeleye çağırır.

Engels, sosyalizmin kurucularından biri olmanın yanısıra kararlı bir militandır da. İşçilerin örgütlenmesi mücadelesi ve taktikleriyle yakından ilgilenmiştir. Yine "Ailenin, Özel Mülkiyetin, Devletin Kökeni", "Doğanın Diyalektiği" gibi eserlerle doğa ve toplumun gelişimine ait materyalist görüşler ileri sürmüştür. 1895 yılında ölmüştür

Adam Smith « Ekonomistler

İskoçyalı ekonomist ve filozof olan Adam Smith (1723-1790), Glasgow ve Oxford Üniversitelerinde öğrenim görmüş ve daha sonra Glasgow Üniversitesi’nde ahlak felsefesi profesörü olmuştur. Çok geniş sahaya yayılan çeşitli yazıları vardır. Ekonomi, bunlar arasında en önemlisidir. Ekonomi örgütü hakkındaki görüşlerini etkileyen, doğal hukuka ilişkin inancıdır. Doğal olaylarda bir düzen mevcuttur; bunu gözlem ve ahlâk hissi ile tespit etmek mümkündür. Sosyal örgüt ve pozitif hukuk, bu düzene karşı çıkacağına, ona uymalıdır. Smith’in 1776 yılında yayınladığı "Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations" adlı kitabı, üretim ve gelir dağılımı teorisini içermekte ve bu prensiplerin ışığında geçmişi değerlendirmektedir. Politika uygulamalarına da yer verdiği bu kitapta üzerinde önemle durduğu konu ekonomik büyümedir.

Büyümenin itici gücünü, işbölümü oluşturmaktadır. İşbölümü, üretim artışına, teknik ilerlemeye ve sermaye birikimine yol açmaktadır. İşbölümü, mübadele gerektirmekte ve piyasanın büyüklüğü tarafından sınırlanmaktadır. Her insan başkalarının elindeki malları arzu ettiği, çıkarlarına göre hareket ettiği için mübadele meydana gelmektedir. Büyümeyi sağlayan diğer bir unsur sermaye birikimidir. Büyümenin başarılı olması için toplumsal, kurumsal ve hukuksal çerçevenin doğru yapıda olması gerekmektedir.

Smith’e göre doğal hürriyet sisteminde her insan kendi çıkarlarını izlerken, istemeden toplumun çıkarını da sağlamaktadır. Aslında Smith, tam rekabet sistemine güvenmekte ve bu sistemin, kaynakların optimum dağılımına yol açacağına inanmaktadır. Laissez-faire sistemini savunmasına rağmen, devlet müdahalesinin gereğine de yer vermekte, yeni kurulan sanayilerin gümrük tarifesiyle himayesine ve devletin üç ana fonksiyonu olan emniyet, adalet ve altyapı yatırımlarına ağırlık vermektedir.

Büyümenin dışında Smith, mikroekonomik sorunlar üzerinde de durmuştur. Ona göne fiyatları tayin eden üretim maliyetidir. Rant, fiyatı tayin etmemekte, rant fiyat tarafından tayin edilmektedir.

Smith, ücretleri açıklamak için çeşitli teoriler öne sürmüştür. Ücretlerin asgari geçim düzeyinde oluşması bunlardan biridir. Smith’e göre kâr, zamanla rekabet ve kârlı işler bulma güçlüğü sonucunda düşecektir.

Merkantilist ve fizyokrat düşünce sistemlerine karşı çıkan ve dış ticareti savunan Smith’in en önemli teorik katkısı, tam rekabet altında kaynakların optimal etkin dağılımı hakkında ilk analizi geliştirmiş olmasıdır. Smith’den önce ekonomik tartışmalar vardı, Smith’den sonra ise insanlar ekonomiyi tartışmaya başladı. 

Jean-Baptiste Colbert « Ekonomistler

1619-1683 arasında yaşamış Fransız siyaset adamı. Bir kumaş tüccarının oğlu olan Colbert, başbakan durumundaki Kardinal Mazerin'in hizmetine girdi. 1654'te kraliçenin katibi oldu. Daha sonra XIV. Louis'nin Maliye Bakanlığı'na getirildi. Yapılan yolsuzlukları ortaya çıkartıp bu konuda mahkeme ve mali danışma kurulu oluşturdu. Fransa'da sanayi ve ticaretin gelişmesine önemli katkılar yaptı. Dokuma fabrikaları kurdu, vergi işlerini düzene soktu, sigortacılıkla ilgili daireler oluşturdu ve yasalar çıkardı. Böylece burjuva sınıfının yükselmesi ve kurumsallaşmasında önemli rol oynadı.Özellikle vergi uygulamalarıyla halkın tepkisini çekti. Colbertizm diye anılan pratik bir ekonomi sistemi geliştirdi

John Maynard Keynes « Ekonomistler

1883-1946 yılları arasında yaşamış İngiliz ekonomist. Cambridge Üniversitesi'nde matematik öğrenimini tamamladıktan sonra, bir yıl da A. Marshall ve A. C. Pigou'dan ekonomi dersleri aldı. Bir süre İngiliz Hazinesi'nde çalıştı. Daha sonra Cambridge'de öğretim üyesi oldu. I. Dünya Savaşı'nda yeniden Hazine'ye döndü. Savaş sonunda toplanan Paris Barış Konferansı'na İngiltere Hazinesi'ni temsilen katıldı. Ancak, Almanya'nın savaş tazminatı ödemesinin uluslararası ekonomik sisteme zarar vereceği tezini kongreye kabul ettiremeyince bu görevinden alınarak Cambridge'e döndü. Savaştan sonra, ailesinden kalan mirasla mali spekülasyonlara giren ve buradan büyük bir servet kazanan Keynes, çeşitli firmalara mali danışmanlık yaptı. 1929'daki ekonomik bunalım ertesinde, ekonomiyle ilgili görüşlerini topluca koyduğu The General Theory of Employment, Interest and Money (İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi) eserini yayımladı.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra uluslararasında kurulacak ekonomik ilişkilerin belirlenmesi amacıyla yapılan toplantılara katıldı. 1944'de Bretton-Woods Konferansı'nda İngiliz heyetinin başkanı olarak, ABD tezine karşı İngiliz tezini savundu. 1946'da Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) ilk toplantısına katıldı. Çalışmaları sonucu adıyla anılan ekonomi okulunu kurdu.

Thomas Robert Malthus « Ekonomistler

1766-1834 yılları arası yaşamış İngiliz ekonomist. Cambridge Ünivesitesi'nden mezun olan Malthus, bir süre İngiliz Kilisesi'nde papazlık yaptı. 1798'de An Essay on the Principle of Population (Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme) adlı eserini bu görevdeyken adsız olarak yayımladı. 1804'te East India College'a Tarih ve Politik Ekonomi Profesörü olarak atandı ve ölünceye kadar burada kaldı. Toplum mutluluğuna ilişkin sınırsız umutların, nüfus artışı ile her zaman maddi üretim artışını geçeceği için boşuna olduğunu ileri sürdü. Nüfus artışı denetim altına alınmadığı taktirde geometrik olarak artarken, yaşamı sürdürecek maddi üretim aritmetik olarak artacak ve sonuçta açlık, savaş ve hastalık ortaya çıkacaktır. Ancak kendi kendini sınırlama, bu artışı denetim altına alabilir.

Malthus'un nüfus teorisi, arkadaşı D. Ricardo ve onu izleyen iktisatçıların sistemleri içinde sayıldı. Ekonomik iyimserlik konusunda bir fren görevi gören bu teori, işçilerin ücretlerinin yaşamı sürdürecek en az düzeyde tutulmasına yardım etti. Sanayi toplumlarının ortaya çıkışı, Malthus'un teorisini büyük ölçüde çürüttü. Bu toplumlarda ulusal gelir, nüfus artışından daha hızlı arttı.

Ailenin büyüklüğü, doğum kontrolüyle isteğe göre belirlenebilir. Aşırı tasarrufun üretim etkisini yokettiğini savunan Malthus'a göre bir ulus, refahını en üst düzeye çıkartmak için üretim gücü ile tüketim arzusunu dengelemelidir. Malthus'un yaklaşımı ölümünden sonraki bir yüzyıl boyunca ekonomik düşünce ve politikayı etkiledi.nomistler

Karl Marx « Marx’ın çocukluğu ve gençliği Napolyon sonrası Avrupa’dan Fransız Devrimi’nin tüm izlerini silmeye uğraşan reaksiyoner Kutsal İttifak döneminde geçti. Aynı dönemde Almanya’da Fransa’daki Temmuz devriminin yeni bir ivme kazandırdığı liberal bir hareket vardı. Bu hareketin önderliğini Ludwig Börne ve Heinrich Heine gibi şairler üstlenmişti. 1830’ların sonuna doğru bu hareket, Genç Hegel’cilerin ortaya çıkmasıyla daha da radikalleşti. Marx, Berlin Üniversitesi’nde hukuk ve felsefe eğitimi görürken bu grupla ilişkiye geçti. Onlar arasında en genç üye olmasına karşın kısa zamanda “yeni bir Hegel” olarak görülmeye başladı. Hegel felsefesinin diyalektik metodunu kullanmasına rağmen, Hegel’in tutucu öğretisini tamamen tersine çevirdi. Bu yöneliş, daha 1841’deki doktora tezinde bile görülür.

Marx’ın bu radikal demokrasi yönelimi, onun Fransız, İngiliz ve ABD devrimlerini incelemesine neden oldu. Biraz da daha o zamandan bir komünist olan Engels’in etkisiyle komünist oldu.

O döneme kadar komünist ve sosyalist düşünce, sistemin tutarlı bir eleştirisini yapmış ve bunun üstüne rasyonel bir alternatif sunabilmiş değildi. Sosyalist düşüncede bir yandan ütopyalar, bir yandan ücret artışlarını ve daha iyi yaşam şartlarını hedefleyen reformcu, sendikalist görüş egemendi. Marx o zamana kadar başarılamamış bir çabaya girişti. Hegel’in yaptığını, onun düşüncelerini, metodunu tepetaklak ederek ya da “ayakları üstüne oturtarak” yeniden yaptı: Aristo’dan bu yana tüm toplumsal bilginin eleştirel bir sentezi.

Tarihsel ve çağdaş olayları rastlantısallıktan kurtaran ve zorunlu bilimsel kuralların işleyişi ile açıklayan “tarihsel materyalist” yöntemini geliştirdi. Buna dayanarak mevcut sistemin bütün bir eleştirisini yaptı. Buradan kalkarak, gelecek toplumun genel ilkelerini öne sürdü. Bu toplumun şimdiki toplumdan zorunlu olarak doğmasına neden olacağını öne sürdüğü güçlerin işleyişini açıkladı.

David Ricardo « Ekonomistler

1772-1823 yılları arasında yaşayan ünlü İngiliz ekonomist. 1787'de borsa bankerliği yapmaya başlayan Ricardo, 1799'da Adam Smith'in An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations (Ulusların Zenginliği) adlı kitabını okuduktan sonra ekonomiyle ilgilenmeye başladı. 1814'te borsa bankerliğini bırakıp tüm zamanını ekonomi üzerine çalışmaya ayırdı. 1817 yılında ünlü eseri On the Principles of Political Economy and Taxation'ı (Siyasal Ekonomi ve Vergileme İlkeleri Üzerine) yayımladı. Ricardo, Klasik İktisat Okulunun kurucularından ve en önemli temsilcilerinden biridir. Ricardo'ya göekonominin temel sorunu, gelirin bölüşümünü düzenleyen yasayı ortaya koymaktır. Toplumsal hasıla; rant, kar ve ücret olarak toprak sahipleri, girişimci ve işçiler arasında bölüşülür. Bölüşüm sorunu ekonomik büyüme teorisiyle içiçedir.

Ricardo'nun uzun dönemli büyüme teorisi, kar oranlarının giderek düşeceğini ve ekonominin sonunda tam bir durgunluğa ulaşacağı sonucuna varıyordu. Ona göre kar oranlarındaki düşme, toprak sahiplerinin rantlarının artması sonucunda ortaya çıkar. Ücretler ise nüfus artışı nedeniyle her zaman asgari düzeyde oluşur. Ricardo, uluslararası ticaret konusunda, karşılaştırmalı teorisi adıyla anılan bir teori geliştirdi. Bu teori, her ülkenin göreli olarak düşük maliyetlerle ürettiği ürünlerde uzmanlaşmasını öngörür.

Ricardo, değer sorunuyla da ilgilenerek değeri belirleyen şeyin, malın üretiminde kullanılan emek olduğunu savundu. O dönemde yükselmeye başlayan sanayi burjuvasını, kapitalist gelişmeye engel olmaya başlayan toprak sahiplerine karşı savundu. Oldukça soyut olan modelleri, kendisinden sonra gelen ekonomistler tarafından değişikliğe uğratıldı ya da aşıldıysa da Ricardo, ekonomi bilimini ilk kez sistemleştiren düşünür olarak önemini korudu.

Jean Baptiste Say « Ekonomistler

1767-1832 yılları arası yaşamış Fransız ekonomist. Adam Smith'in Ulusların Zenginliği adlı eserinin etkisinde kalarak ekonomiyle ilgilenmeye başladı. 1799'da hükümette görev aldı. 1803'te yayımladığı iki ciltlik Ekonomi Politiğin İncelenmesi adlı eserinde Smith'in öne sürdüğü görüşleri daha sistematik olarak açıklamıştır. 1813 yılında İngiliz ekonomisini incelemek üzere Fransız hükümeti tarafından İngiltere'ye gönderildi. 1830'da Collége de France'da siyasal ekonomi profesörü oldu. Üretim alanında Say'ın önemle üzerinde durduğu konu, teknolojik yeniliklerin birbirini takip etmesi ve üretimde ... Devamı »»»

Frederick Winslow Taylor « Ekonomistler

Yöneticilikte bilimsel yöntemi ilk defa tam anlamıyla uygulayan kişidir. İşin yapılış tarzını gayet ayrıntılı bir şekilde tahlil etmiş ve amirin gerçek rolünü belirtmiştir. Taylor, Amerikan ve Avrupa Üniversitelerinde genel kültür konusunda eğitim görmüş olmasına rağmen, 1873 yılındaki kriz esnasında, motor işçisi olarak staj yapmış, değişik fabrikalarda görev almış ve çalıştığı fabrikada en son olarak baş mühendisliğe kadar yükselmiştir. 1911 yılında yayınladığı "Principles of Scientific Management" adlı eserinin konusu, büyük yöntemlerin yöneticilik sorunlarına uygulanması idi.

Pierre-Joseph Proudhon « Ekonomistler

(1809-1865). — Fransız yazar ve iktisatçısı. Küçük-burjuva sosyalizminin klasik temsilcisi. Bir yoksul köylünün oğlu olan Proudhon, Paris'te, Marsilya'da ve başka kentlerde düzeltmen olarak çalıştı. Bir süre Besançon'da bir basımevi yönetti. Mülkiyet Nedir?'ı yazmıştır; bu kitap, 1840'ta yayınlanır ve içinde şu ünlü tümce vardır: "Mülkiyet, hırsızlıktır." 1846'da yayınlanan Ekonomik Çelişkiler ve Sefaletin Felsefesi'ne, Marx, Felsefenin Sefaleti ile karşılık vermiştir.

 
 
  Bugün 16 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol